Psikolojik Danışma Merkezi Yöneticisi Psikolog Dr. Sema Bengi Gürkan,
doğduğu günden itibaren ailenin ilgi odağı haline gelen ilk çocukların,
kardeşin gelmesiyle birlikte bu statüyü kaybetme endişesi içine
girebileceklerini belirterek, aileleri duyarlı olmaları konusunda
uyardı.
Kardeş olgusunun, özellikle küçük yaştaki çocuklarda kabul
edilmesi zor bir durum olduğunu vurgulayan Gürkan, şunları söyledi:
“İlk çocuk kardeş geldiğinde kuma bulmuş gibi olur. Kardeşini çabuk
kabul edemez. O güne kadar prens ya da prenses muamelesi gören çocuk,
bu statüyü kaybedeceği endişesine kapılır. Bu durumun önüne geçmek için
hamilelikten başlayarak çocuk, kardeş olgusuna hazırlanmalı, o sürecin
içine katılmalıdır. Yeni bebek için beraber alışveriş yapmak, odasını
beraber hazırlamak bu duruma alışmayı kolaylaştırır.” Doğumdan sonra
yeni bebeğin bazı sorumluluklarının kardeşe verilmesinin de önemli bir
adım olduğunu vurgulayan Gürkan, “Ona bebek için yapabileceği işler
verin. Ya da bir oyuncağına bebek gibi bakması, giydirmesini, yemek
yedirmesini isteyebilirsiniz” dedi.
Gürkan, bebeklerin özellikle, ilk aylarda ihtiyaçlarının daha
çok fiziksel olduğunu hatırlatarak, bu ihtiyaçlar karşılandıktan sonra
mutlaka büyük çocuğa zaman ayrılması gerektiğini söyledi.
ÇOCUKTA GERİ DÖNÜŞLER YAŞANABİLİR
Kardeş kıskançlığının çocukta geriye dönüşlere neden olduğuna
dikkati çeken Gürkan, şöyle konuştu: “Çocukta, yeni bebek aileye
katıldıktan sonra tuvalet alışkanlığı edinmiş olmasına karşın altına
kaçırma, meme emme gibi bebeklere özgü davranışlar ortaya çıkabilir.
Bunları soğukkanlılıkla karşılamak ve çocuğun üzerine düşmemek gerekir.
Ona kendisinin artık büyüdüğünü bu davranışların bebeklik döneminde
kaldığını uygun bir şekilde anlatmak önemli. Bu dönemde çocuğu
davranışlarından dolayı ayıplamak, kızmak ya da cezalandırmak daha
kalıcı sorunlara neden olabilir.”
Kardeş kıskançlığı ile baş etmek için çocuğun duygularıyla
yüzleşmesini sağlamak gerektiğini belirten Gürkan, şöyle devam etti:
“Onun duygusunu kabul edin. (Kardeşin olduğu için biraz endişelisin
galiba) diyebilirsiniz. Bu duyguyu hasır altı etmek, (benim çocuğum
kıskanmaz) demek, doğru bir yaklaşım değil. Çocuk duygusuyla
yüzleştiğinde ve size aktardığında, sizin de gereken davranışı
göstermeniz ve önlem almanız kolaylaşır. İletişim kurmak çok önemli.
Aksi halde çocuğun biriktirdiği bu duygular, içine kapanma, ya da öfke
patlamaları şeklinde ortaya çıkabilir.
alıntı :ntvmsnbc.com