Gözlerine Sakladım Cenneti
Her nefes alışımda, Sana kanatlandırdım cümlelerimi. Gülüşlerinde yaşlarımı kurutup Gözlerine sakladım sevda Cennetini. . .
Yağmurun sesiyle uyandığım bir sabahtan yazıyorum bu satırları. Dün, zamanı durdurup mevsimlerin koynunda seni andık gül kokulu Melek`lerle. Yüreğinin güzelliğini kazıdık bakır renkli bulutların gözlerine…Geceyi mumla aydınlattığımız vakitlerde gül yüzünü işledik yeni filizlenecek tomurcukların göğsüne..Karanlık gökyüzüne ince ince motifledik yüreğindeki sevda kelimelerini.. Yağmurların avuçlarında yıkadık güneşli sabahlarını.Ve sabah olmadan kangren geceyi ve yıldızları deniz kenarında bırakıp usulca gözlerindeki birikmiş yaşlarını içmek için kirpiklerine uzandım. Gizlice geçeceğin yolları senden önce gözyaşlarımla silip üşüyen parmak uçlarına tenimin sıcaklığını serdim. . .
Gözlerini ilk kez uzaklardan gördüğümde yıldızlar dargındı geceye. . Yüreğine usulca dokunduğumda güneş küskündü bulutlara. Hatırlar mısın kalbimizde büyüyen kelimelerin vuslatla öpüştüğünde umuda gülümsemişti yetim çocuklar ? Ay, yaralı dudaklarıyla karanlığı emerken, imkânsız sevdamız gecenin ardındaki şebnem şafağına serildi boylu boyuna. Gözlerimiz gözlerimize değmeden çiğ tanelerinde yıkandı güneşimiz. Güllerin kokularıyla bezendi ıslak tenimiz. Sınır boylarına çekili dikenli tellerin gölge boylarında imkansızlığa inat büyüdü sevgimiz..Büyüdükçe adımız yazıldı bir yaralı ceylanın gözbebeğine. Bu imkânsız sevdaya gökyüzünde yıldızlar, toprakta çiçekler ve satırlarda ıslak cümleler şahit. . .