KıRMıZı RuGaN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


AyrıcaLıkLı Olduğunuzu Hissedin..!!!
 
AnasayfaPortalLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Ortaklar
 Hoşgeldin; Misafir

Toplam 2 Mesajın Var.

Kayıt Tarihin:
Perş. Ocak 01, 1970
Son Ziyaretiniz:
Perş. Ocak 01, 1970

5727 Gündür yayındayız
2013 Konumuz var
5589 Mesaj gönderildi
139 Kullanıcımız Var
Son Üyemiz : https://kirmizirugan.yetkin-forum.com/u147
En son konular
» Almost as cut-price as download
Fincan Hikayesi... EmptyÇarş. Ağus. 03, 2011 8:05 pm tarafından Misafir

» MİLLETTTTTTTT NERDESİNİZZZZZZ
Fincan Hikayesi... EmptyPtsi Ara. 07, 2009 3:51 pm tarafından NURUM_NUR

» Avusturyadan kimsecikler yokmu yaa bende tanismak istiyorum yakinimdan birileriyle
Fincan Hikayesi... EmptyPtsi Ocak 05, 2009 10:27 am tarafından hayat41

» YARIŞMAYA KATILAN MASA RESİMLERİ(lutfen resimleri aynı başlıkta buradan paylaşalım)
Fincan Hikayesi... EmptyPerş. Ara. 25, 2008 11:49 pm tarafından pınkrose

» 18 ÇANKIRI
Fincan Hikayesi... EmptySalı Ara. 23, 2008 4:57 pm tarafından hayat41

» lalelerim sarardıı
Fincan Hikayesi... EmptyPtsi Ara. 22, 2008 10:23 am tarafından ayşe42

» COCUKLARIMIZA ELBISELER DIKELIMMI????? (DOGMAMIS COCUGUMA DON BICIYOM :)))))
Fincan Hikayesi... EmptySalı Ara. 16, 2008 8:18 pm tarafından devit

» PILOTUN EL BECERİLERİ
Fincan Hikayesi... EmptySalı Ara. 16, 2008 8:07 pm tarafından devit

» YAZ SERGİMİZDEN GÖRÜNTÜLER
Fincan Hikayesi... EmptySalı Ara. 16, 2008 8:05 pm tarafından devit

Kimler hatta?
Toplam 2 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 2 Misafir

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 203 kişi Ptsi Tem. 31, 2017 6:38 pm tarihinde online oldu.

 

 Fincan Hikayesi...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
gina
KıRMıZı RuGaN TeaM
KıRMıZı RuGaN TeaM
gina


Kadın
Mesaj Sayısı : 266
Yaş : 45
Nerden : izmir
İş/Hobiler : ev hanımı
Lakap : gina
Rep :
Fincan Hikayesi... Left_bar_bleue999 / 100999 / 100Fincan Hikayesi... Right_bar_bleue


Fincan Hikayesi... Empty
MesajKonu: Fincan Hikayesi...   Fincan Hikayesi... EmptyPaz Kas. 09, 2008 2:06 pm

Yaşlı kadın, bir antika dükkanından aldığı yüzyıllık fincanı özenle salon vitrinine yerleştirdi. Fincanın biçimi, üzerindeki işlemeler, renkler onun bir sanat eseri olduğunu söylüyordu. Ödediği fiyatı hatırladı; hayır, hiç de pahalıya almamıştı.

Hayranlıkla fincanı seyretmeye devam etti. Derken, birden fincan dile geldi ve kadına şöyle dedi;

“Bana hayranlıkla baktığının farkındayım. Ama bilmelisin ki, ben hep böyle değildim. Yaşadığım sıkıntılar beni bu hale getirdi.

Kadın şimdi hayret içindeydi. Önündeki kahve fincanı konuşuyordu!

Kekeleyerek: “Nasıl? Anlayamadım?” diyebildi yaşlı kadın.

“Demek istiyorum ki, ben bir zamanlar çamurdan ibarettim ve bir sanatkâr geldi. Beni eline aldı, ezdi, dövdü, yoğurdu. Çektiğim sıkıntılara dayanamayıp:

“Yeter! Lütfen dur artık!” diye bağırmak zorunda kaldım.

Ama usta sadece gülümsedi ve; “Daha değil!” diye cevapladı beni.

“Sonra beni alıp bir tahtanın üzerine koydu. Burada döndüm, döndüm, döndüm. Döndükçe başım da döndü. Sonunda yine haykırdım:

“Lütfen beni bu şeyin üzerinden kurtar. Artık dönmek istemiyorum!”

Ama usta bana bakıp gülümsüyordu:

“Henüz değil!”

“Derken beni aldı ve fırına koydu. Kapıyı kapayıp ısıyı arttırdı. Onu şimdi fırının penceresinden görebiliyordum. Fırın gitgide ısınıyordu. Aklımdan şöyle geçiyordu: Beni yakarak öldürecek”

Fırının duvarlarına vurmaya başladım. Bir taraftan da bağırıyordum:

“Usta usta! Lütfen izin ver buradan çıkayım!”

“Pencereden onun yüzünü görebiliyordum. Hala gülümsüyor ve “Daha değil!” diyordu.

“Bir saat kadar sonra, fırını açtı ve beni çıkardı. Şimdi rahat nefes alabiliyordum, fırının yakıcı sıcaklığından kurtulmuştum. Beni masanın üstüne koydu ve biraz boyayla bir fırça getirdi.

“Boyalı fırçayla bana hafif hafif dokunmaya başladı. Fırça her tarafımda geziniyor ve bu arada ben gıdıklanıyordum.

“Lütfen usta! Yapma, gıdıklanıyorum!” dedim. Onun cevabı ise aynıydı: “Henüz değil!”

“Sonra beni nazikçe tutup yine fırına doğru yürümeye başladı. Korkudan ölecektim. “Hayır! Beni yine fırına sokma, lütfeeen!” diye bağırdım.

Fırını açıp beni içeri iteleyip kapağı kapattı. Isıyı bir öncekinin iki katına çıkardı. “Bu sefer beni gerçekten yakıp kavuracak!” diye düşündüm. Pencereden bakıp ona yine yalvardım, ama o yine “Daha değil!” diyordu. Ancak bu defa ustanın yanaklarından bir damla gözyaşının yuvarlandığını gördüm.

“Tam son nefesimi vermek üzere olduğumu düşünüyordum ki, kapak açıldı ve ustanın nazik eli beni çekip dışarı çıkardı. Derin bir nefes aldım, hasret kaldığım serinliğe kavuşmuştum. Beni yüksekçe bir rafa koydu ve usta şöyle dedi:

“Şimdi tam istediğim gibi oldun. Kendine bir bakmak ister misin?”

Ona “Evet” dedim.

Bir ayna getirip önüme koydu. Gördüğüme inanamıyordum. Aynaya tekrar tekrar baktım ve “Bu ben değilim. Ben sadece bir çamur parçasıydım.”

“Evet bu sensin!” dedi usta. Senin acı ve sıkıntı diye gördüğün şeyler sayesinde böyle mükemmel bir fincan haline geldin.Eğer seni bir çamur parçası iken üzerinde çalışmasaydım, kuruyup gidecektin. Döner tezgahın üstüne koymasaydım, ufalanıp toz olacaktın. Sıcak fırına sokmasaydım, çatlayacaktın. Boyamasaydım, hayatında renk olmayacaktı. Ama sana asıl güç ve kuvveti veren ikinci fırın oldu. Şimdi arzu ettiğim her şey var üzerinde.”

Ve ben kahve fincanı, şu sözlerin ağzımdan çıktığını hayretle fark ettim:

“Ustam! Sana güvenmediğim için beni affet!

Bana zarar vereceğini düşündüm.

Beni benden fazla sevip iyilik yapacağını fark edemedim.

Bakışım kısaydı, ama şimdi beni harika bir sanat eseri yaptığını görüyorum.

Benim sıkıntı ve acı diye gördüğüm şeyleri bana verdiğin için teşekkür ederim…Teşekkür ederim.”

.....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Fincan Hikayesi...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KıRMıZı RuGaN :: HAYATA DAİR :: Hayatın İçinden-
Buraya geçin: